SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

CENAZELER BAHSİ

<< 962 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

82 - (962) وحدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا ليث. ح وحدثنا محمد بن رمح بن المهاجر (واللفظ له) حدثنا الليث عن يحيى بن سعيد، عن واقد بن عمرو بن سعد بن معاذ ؛ أنه قال:  رآني نافع بن جبير، ونحن في جنازة، قائما. وقد جلس ينتظر أن توضع الجنازة. فقال لي: ما يقيمك ؟ فقلت: أنتظر أن توضع الجنازة. لما يحدث أبو سعيد الخدري. فقال نافع: فإن مسعود بن الحكم حدثني عن علي بن أبي طالب ؛ أنه قال: قام رسول الله صلى الله عليه وسلم. ثم قعد.

 

{82}

Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (dediki): Bize Leys rivayet etti. H.

Bize Muhammedü'bnü Rumh b. El-Muhacir de rivayet etti. Lâfız onundur. (dediki): Bize Leys, Yahya b. Saîd'den, o da Vâkıd b. Amr b. Sa'd b. Muaz'dan naklen rivayet etti. Vâkıd şöyle demiş:

 

Biz, bir cenazede ayakta dururken Nafi* b. Cübeyr beni gördü. Kendisi oturmuş; cenazenin yere indirilmesini bekliyordu. Bana:

 

  «Neden ayakta duruyorsun?» dedi; ben:

 

  «Cenazenin yere indirilmesini bekliyorum. Çünkü Ebû Said-i Hudrî bu husûsda hadîs rivayet ediyor.» dedim. Bunun üzerine Nafi şunu söyledi:

 

  «Bana, Mes'ûd b. Hakem, Ali bin Ebi Tâlib'den naklen rivayet ettiki, Alî (Radiyallâhu anh):

 

  Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (cenaze için) ayağa kalktı; sonra oturdu, dedi.»

 

 

83 - (962) وحدثني محمد بن المثنى وإسحاق بن إبراهيم وابن أبي عمر. جميعا عن الثقفي. قال بن المثنى: حدثنا عبدالوهاب. قال: سمعت يحيى بن سعيد. قال: أخبرني واقد بن عمرو بن سعد بن معاذ الأنصاري ؛ أن نافع بن جبير أخبره ؛ أن مسعود بن الحكم الأنصاري أخبره ؛ أنه سمع علي بن أبي طالب يقول، في شأن الجنائز: إن رسول الله صلى الله عليه وسلم قام ثم قعد.وإنما حدث بذلك لأن نافع بن جبير رأى واقد بن عمرو قام ،حتى وضعت الجنازة.

 

{83}

Bana Muhammedü'bnü'l-Müsennâ ile îshâk b. İbrahim ve ibni Ebî Ömer toptan Sekaff den rivayet ettiler. İbnü'l-Müsennâ (dediki): Bize Abdülvahhâb rivayet etti. (dediki): Ben, Yahya b. Sald'den dinledim. (dediki): Bana, Vâkıd b. Amr b. Sa'd İbni Muâz-i Ensârî haber verdi; ona da Nâfi' b. Cübeyr haber vermiş. Ona da Mes'ûd b. Hâkem-İ Ensârî haber vermiş. Mes'ûd da cenazeler hakkında Aliyyü'bnü Ebî Tâlib'in şunu söylediğini işitmiş:

 

«Şüphesiz ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (Cenaze için evvelâ) kalktı, sonra oturdu.»

 

Nafi' b. Cübeyr'in bu hadîsi rivayet etmesi Vâkıd b. Amr'ın cenaze yere konuluncaya kadar ayakta durduğunu gördüğü içindir.

 

 

(962) وحدثنا أبو كريب. حدثنا ابن أبي زائدة عن يحيى بن سعيد، بهذا الإسناد.

 

{…}

Bize Ebû Küreyb rivayet etti. (dediki): Bize ibni Ebî Zaide, Yahya b. Saîd'den bu isnâdla rivayette bulundu.

 

 

84 - (962) وحدثني زهير بن حرب. حدثنا عبدالرحمن بن مهدي. حدثنا شعبة عن محمد بن المنكدر. قال: سمعت مسعود بن الحكم يحدث عن علي ؛ قال:  رأينا رسول الله صلى الله عليه وسلم قام، فقمنا. وقعد، فقعدنا. يعني في الجنازة.

 

{84}

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (dediki): Bize Abdurrahmân b. Mehdi rivayet etti. (dediki): Bize Şu'be, Muhammed b. El-Münkedir'den naklen rivayet etti. Demişki: Ben, Mes'ûd b. Hakem'i Alî'den naklen rivayet ederken dinledim. Alî:

 

«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'ın kalktığını gördük; biz de kalktık; o oturdu; biz de oturduk.» demiş, bununla cenazeyi kasdetmiştir.

 

 

(962) وحدثناه محمد بن أبي بكر المقدمي وعبيدالله بن سعيد. قالا: حدثنا يحيى (وهو القطان) عن شعبة، بهذا الإسناد.

 

{…}

Bize, bu hadisi Muhammedü'bnü Ebî Bekir El-Mukaddemi ile Ubeydullah b. Saîd de rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Yahya yâni Kattan, Şu'be'den bu isnâdla rivayet etti.

 

 

İzah:

Nesh: Tarih ittibari ile sonra gelen şer'î bir hükmün, daha önceki şer'î bir hükmü kaldırması, demektir. Şu hâlde cenaze geçerken ayağa kalkmak yoktur.

 

Bu hususta îbni Hibbân'in «Sahih»inde rivayet olunan bir hadîsde::

 

«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) evvelce bize cenazeler için ayağa kalkmamızı emrederdi; bilâhare cenaze geçerken kendisi oturdu ve yanındakilere oturmalarını emretti.» denilmektedir.

 

Hâzimî'nin, Ebû Ma'mer'den rivayet ettiği bir hadisde Ebû Ma'mer şunları söylemiştir: «Yanımızdan bir cenaze geçti, ben hemen kalktım. Bunun üzerine Ali:

 

  Bu fetvayı sana kim verdi? diye sordu;

 

  Ebû Müse'l-Eş'ari; dedim. Alî:

 

  Bunu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yalnız bir defâ yaptı; bu hüküm neshedilince onu nehiy buyurdu, dedi.»

 

Bu bâbda îmam Ahmed b. Hanbel ile ekseri «Sünen» sahiplerinin Ubadetü'bnü's-Sâmid (Radiyallahu anh)'dan tahric ettikleri şu hadîs şâyân-ı dikkattir: Nebi {Sallallahu Aleyhi ve Sellem), cenaze geçerken kalkıyordu Bir defa yanından Yahudi alimlerinden, birinin cenazesi geçti. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem).

 

«Biz işte böyle yaparız.» diyerek oturdu ve hemen yanındakilere: «Oturun da, bunlara muhalefet edin!» buyurdular.

 

Vakıa bu hadis zayıftır. Çünkü onu yalnız Beşîr b. Rafi' rivayet etmiştir-, Bezzâr onun hadis hususunda gevşek olduğunu söylemiştir. Fakat onu takviye eden diğer rivayetlerle birlikte mutâlâ'a edilince derhâl hasen derecesine yükselir.

 

Nevevî, nesh dâvasını kabul etmeyerek şunları söylemiştir: Bu hadîs mensûh değildir. Böyle yerlerde nesh dâvası sahîh olamaz. Çünkü nesihe ancak hadîslerin aralarını bulmak mümkün olmadığı zaman gidilir. Hâlbuki hadislerin aralarını bulmak imkânsız değildir.»

 

Nevevi’nin bu sözlerine Aynî şu cevâbı vermiştir: «Nesh vâki olduğu Hz. Ali (Raâiyallahu anh) hadîsinde tasrîh edilmiştir. İmam Şafiî, Âmir b. Rabîa hadîsi üzerinde ihtimâllerle konuşmuştur. Bunu kendisinden Beyhaki ile Hâzimi rivayet etmişlerdir. îmam Şafiî: (Bu hadis mensûh olmaktan ileriye geçemez yahut Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), o cenazeye bir sebepten dolayı kalkmıştır.

 

Filhakika bâzı hadis imamları o cenazenin bir Yahudiye âit olduğunu ve Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Yahudi, kendisinden yükseğe çıkmış olmasın diye ayağa kalktığını rivayet etmişlerdir. Ne sebeple kalkmış olursa olsun Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bunu evvelâ yapıp, sonra terkettiği rivayet olunmuştur. Burada hüccet, son olarak yaptığı fi'ildir. Eğer evvelâ kalkması vacip idiyse bil'âhare oturması nesih olur. Evvelce kalkması müstehab ise, sonradan oturması da istihbâb bildirir. Evvelce kalkması mubah idi ise, sonra da oturup kalkmakta bir beis yoktur. Bence oturmak daha iyidir. Çünkü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bu husustaki son fiili oturmak olmuştur.» deniştir.»

 

 

NESAİ’DEKİ ŞU HADİSİ DE OKUMANI ÖNERİRİM BURAYA TIKLA